Bu yazımızda Kabahatler Kanunu 33 üncü maddede yer alan Dilencilik kabahatine ilişkin kanun hükmü çevirisine ve konu ile alakalı bir Anayasa Mahkemesi kararına hem Türkçe hem İngilizce karşılaştırmalı olarak yer veriyoruz.


DİLENCİLİK
PANHANDLING

Kabahatler Kanunu Madde 33

(1) Dilencilik yapan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca, dilencilikten elde edilen gelire el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir.

(2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına ve el koymaya kolluk veya belediye zabıta görevlileri; mülkiyetin kamuya geçirilmesine mülkî amir veya belediye encümeni karar verir.

Turkish Misdemeanour Law Article 33

(1) The person who is panhandling shall be given an administrative fine of fifty Turkish lira. In addition, it is decided to confiscate the income from the panhandlers and transfer ownership of the property to the State.

(2) Hence the officers of the law enforcement or municipal police shall decide the administrative fines and confiscation and administrative chief or municipal councillor shall decide transferring ownership of the property to the State.

panhandling cartoon ile ilgili görsel sonucu
GoFundMe – Sokak Dilenciliğinin internet versiyonu

Dilencilik Gerekçesiyle Üzerinden Çıkan Malvarlığının Mülkiyetinin Kamuya Geçirilmesinin Mülkiyet Hakkını İhlal Etmediği

Judgment finding no violation of the right to property due to transfer of the items obtained by panhandling to the state

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü A. B. Kararı (B. No: 2015/18986)
The Constitutional Court of Turkey Section One A.B. Decesion (Application Number 2015/188986)
Olaylar The Facts
Zabıta tarafından, balon sattığını iddia eden başvurucunun dilencilik yaptığına dair tutanak düzenlenmiş ve üzerinden çıkan ziynet eşyası ile nakit paraya el konulmuştur. A report was issued by the municipal police, indicating that the applicant alleged to have been selling balloons was panhandling. Therefore, the jewellery and cash found on him were seized.
Belediye, dilencilik kabahatini işlediği gerekçesiyle başvurucuya idari para cezası verilmesine ve el konulan altın ile paranın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine hükmetmiştir. The municipality imposed an administrative fine on the applicant for panhandling. The seized gold and cash were transferred to the State.
Başvurucunun bu işleme karşı Sulh Ceza Hâkimliği nezdinde yaptığı itiraz reddedilmiştir. Başvurucunun ret kararına itirazı da kabul edilmemiştir. The applicant’s appeal against the decision of the municipality was dismissed by the magistrate judge. His appeal against the dismissal decision was also rejected.

.

İddialar The Applicant’s Allegations
Başvurucu, kamunun mülkiyetine geçirilen malvarlığını meşru yollardan elde ettiğini belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. The applicant claimed that his right to property was violated, stating that he had legally obtained the items which were transferred to the State.

.

Mahkemenin Değerlendirmesi The Court’s Assessment
Dilencilik kabahatine ilişkin olarak 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun belirli, öngörülebilir ve ulaşılabilir olduğunda bir tereddüt bulunmadığından mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin kanuni bir dayanağı mevcuttur. There is no hesitation that the Misdemeanours Law no. 5326, which includes provisions regarding panhandling, was clear, foreseeable and accessible. Thus, the alleged interference with the right to property had a legal basis.
Kabahatle mücadelede caydırıcılığın sağlanması ve yeni kabahatlerin işlenmesinin önüne geçilmesi amacıyla gerçekleştirilen müdahalenin kamu yararına dayalı, meşru bir amacının olduğu kuşkusuzdur. There is no doubt that an interference made in order to ensure deterrence in terms of the fight against misdemeanours and to prevent misdemeanours pursues a legitimate aim in the public interest.
Kabahatlerle mücadele çerçevesinde hangi araçların seçileceği konusunda kamu makamlarına tanınan takdir yetkisi ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımının başvurucunun üzerinden çıkan ziynet eşyası ve nakit para ile sınırlı kalması göz önünde bulundurulduğunda müdahalenin gerekliliği hususunda derece mahkemesince yapılan değerlendirmenin aksi bir sonuca ulaşmayı gerektirecek bir neden görülmemiştir. Considering that the public authorities are granted discretion to choose the means to be employed in the fight against misdemeanours and that the said sanction was limited only to the items found on the applicant, there has been no reason to depart from the conclusion of the inferior court as regards the necessity of the interference.
Başvurucu, mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararına karşı iki aşamalı olarak itiraz edebilmiş, savunma ve delillerini sunabilmiştir. Dolayısıyla mülkiyet hakkına yapılan müdahaleye karşı başvurucu etkin bir biçimde itiraz edebilme olanağı bulmuştur. The applicant could appeal twice against the decision ordering such transfer to the State, whereby he could submit his defence and evidence. Thus, the applicant could effectively challenge the interference with his right to property.
Derece mahkemesi, başvurucunun kendisini acındırarak para istemek suretiyle dilencilik yaptığının tespit edildiği kanaatine ulaşmıştır. İtiraz üzerine verilen kararın gerekçesinde de başvurucunun üzerinde taşıdığı nakit para ve ziynet eşyasının dilencilikten elde edildiği kabul edilmiştir. Başvurucu, kendisine yeterli imkân tanındığı hâlde bu kanaatin aksini ispatlayan yeterli ve somut bir delil sunamamıştır. Dolayısıyla derece mahkemelerinin kararlarının keyfi olduğu veya bariz bir takdir hatası içerdiği söylenemez. The inferior court concluded that the applicant had been found to have been panhandling to make money. In the reasoning of the decision rendered upon the applicant’s appeal, it was accepted that the cash and jewellery found on the applicant had been obtained by panhandling. The applicant failed to submit sufficient and concrete evidence proving the contrary, in spite of having sufficient opportunity to do so. Accordingly, the decisions of the inferior courts cannot be said to have been arbitrary or to have included a manifest error of assessment.
Başvurucu, dilencilikten elde ettiği gelirin üzerinde bir mülke el konulduğunu gösteren somut bir delil de sunamadığından müdahalenin açık bir orantısızlık içermediği kabul edilmiştir. As the applicant also failed to submit concrete evidence demonstrating that the items more than those he had obtained by panhandling were seized, the said interference had not been disproportionate.
Başvurucunun işlediği kabul edilen kabahatin sonuçlarını öngörebilecek durumda olduğu ve şikâyet ettiği müdahaleye kendi ağır kusuruyla yol açtığı dikkate alınmıştır. It was considered that the applicant had been in a position to predict the outcome of the imputed misdemeanour and that the alleged interference had been caused by his own gross fault.
Dolayısıyla başvurucunun mülkiyet hakkı ile müdahalenin kamu yararı amacı arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı ve mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır. Accordingly, it was concluded that the fair balance to be struck between the applicant’s right to property and the public interest served by the interference had not been impaired and that the alleged interference had been proportionate.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir. Consequently, the Constitutional Court found no violation of the applicant’s right to property safeguarded by Article 35 of the Constitution.

logo.jpg

FAYDALI OLMASI DİLEKLERİMİZLE

KATKI, GÖRÜŞ, ELEŞTİRİ VE SORULARINIZI BİZE YORUM OLARAK YAZABİLİRSİNİZ.

Sayfa Başına Dön
Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.