Bu yazımızda Hukuk İngilizcesinde fiilimsilerin kullanıma ilişkin konu anlatımına ve örneklere yer veriyoruz. İyi çalışmalar dileriz.

Fiilimsi Nedir?

Fiilimsi ya da eylemsi; fiillerden türemelerine karşın fiilin bütün özelliklerini göstermeyen; cümle içerisinde isim soylu sözcükler gibi kullanılan fiil soylu kelimelerdir. Türkçede fiilimsiler, fiillere yapım ekleri ekleyerek oluşturulur. Fiilimsi aldığı yapım ekine göre cümlede isim, sıfat veya zarf olarak kullanılabilir.

Türkçede isim-fiil (mastar), sıfatfiil (ortaç) ve zarffiil (ulaç) olmak üzere üç fiilimsi türü vardır.

PART (1)
Participle – Fiilimsi (Legal English – Hukuk ingilizcesi)

Participle nedir?

İngilizcede participle kavramı “fiilden oluşturulmuş sözcük” anlamına gelir ve Türkçedeki sıfat-fiillerle benzerlik gösterir.

Type – Tür

Active – Etken

Passive -Edilgen

Present – şimdiki zaman

taking

being taken

Past – geçmiş zaman

taken

Perfect having taken

having been taken

Perfect Progressive having been taking

1.Present Participle >> V+ing

1.1 Adjectival Participles – Sıfat olarak kullanılan fiilimsiler

Bir isimden önce veya sonra kullanilarak sıfat işlevi gören fiilimsilere adjectival participle denir.

1.1.1 Bir isimden önce sıfat olarak kullanılan fiilimsiler

pend askıda kalmak
pending askıda olan, derdest

  • A lawyer for Washington Mutual said the company cannot comment on pending litigation.
  • Washington Mutual için beyanat veren  bir avukat, şirketin derdest olan dava hakkında yorum yapamayacağını söyledi.

legalize kanunlaştırmak
legalizing kanunlaştıran

  • Demonstrators protested the day before a congressional bill legalizing abortion is voted on.
  • Göstericiler, kürtajı yasallaştıran kongre tasarısının oylanmasından bir gün önce tasarıyı protesto ettiler.
1.1.2 Bir isimden sonra sıfat olarak kullanılan fiilimsiler

make a declaration ilan etmek, beyan etmek
making a declaration ilan edilen, beyan edilen

  • The registrar shall remind any person making such a declaration of his or her duty to tell the truth and that a false declaration may lead to prosecution.
  • Kayıt memuru, böyle bir beyanda bulunan kişiye gerçeği söyleme görevini ve yanlış bir bildirimin kovuşturmaya yol açabileceğini hatırlatır.

1.2 Adverbial Participles – Zarf olarak kullanılan fiilimsiler

Cümlede zarf görevi alarak bir eylemin nasıl (manner), neden (reason) ve ne zaman (time) yapıldığını belirten ve bir bağ fiil olarak zarf cümleciklerinin yerini tutan yapılardır.

1.2.1 Time – Zaman

Kısa süreli bir anlam tasiyan bir eylemi iceren zaman bildiren when cümlecikleri V+ing veya on/upon +V+ing biçiminde kısaltılabilir.

  1. Some protectionist laws came into force in 2003. These laws affected price of foreign high-cost goods. (Bazı korumacı yasalar 2003 yılında yürürlüğe girdi. Bu yasalar yabancı yüksek maliyetli malların fiyatını etkiledi.)
  2. When some protectionist laws came into force in 2003, these laws affected price of foreign high-cost goods. (Bazı korumacı yasaların 2003 yılında yürürlüğe girmesi ile yabancı yüksek maliyetli malların fiyatı etkilendi.)
  3. Coming into force in 2003, some protectionist laws affected price of foreign high-cost goods. (Bazı korumacı yasaların 2003 yılında yürürlüğe girmesi ile yabancı yüksek maliyetli malların fiyatı etkilendi.)
  4. Upon coming into force in 2003, some protectionist laws affected price of foreign high-cost goods. (Bazı korumacı yasaların 2003 yılında yürürlüğe girmesi üzerine yabancı yüksek maliyetli malların fiyatı etkilendi.)
1.2.2 Reason – Sebep
  • The law ran afoul of itself because it covered more than one subject. (Yasa kendisi ile ters düştü, çünkü birden fazla konuyu kapsiyordu.)
    • Covering more than one subject, the law ran afoul of itself. Yasa, birden fazla konuyu kapsadığı için kendisi ile ters düştü.)
1.2.3 Manner – Hal
  • The judge used a Wisconsin law that permits increased penalties for hate crimes. The judge gave Mitchell two more years of jail time. (Hakim, nefret suçları için artırılmış cezalara izin veren bir Wisconsin kanunundan yararlandı. Hakim Mitchell’e iki yıl daha hapis cezası verdi.)
    • Using a Wisconsin law that permits increased penalties for hate crimes, the judge gave Mitchell two more years of jail time. (Hakim, nefret suçları için artırılmış cezalara izin veren bir Wisconsin kanunundan yararlanarak, Mitchell’e iki yıl daha hapis cezası verdi.)
1.2.4 “and” – “ve” bağlacı yerine kullanılan fiilimsiler

Neden sonuç ilişkisi içerisinde birbiri ile bağlı iki basit cümle, sonuç cümlecigi and (=ve) manasında -ing participle ile kısaltılarak da birleştirilebilir.

  • She subsequently sued Plummer and his lawyer. She said that they tried to destroy her reputation. (Daha sonra Plummer ve avukatına dava açtı. Ününü mahvetmeye çalıştıklarını söyledi.)
    • She subsequently sued Plummer and his lawyer, saying they tried to destroy her reputation. (Daha sonra Plummer ve avukatına dava açtı ve ününü mahvetmeye çalıştıklarını söyledi.)
  • Murat sued four landlords. He alleged retaliatory eviction. (Murat dört ev sahibine dava açtı. Misilleme tahliyesi iddiasında bulundu.)
    • Murat sued four landlords, alleging retaliatory eviction. (Murat dört ev sahibine dava açtı, ve misilleme tahliyesi iddiasında bulundu.)

2.Past Participle >> V+ed

2.1 Adjectival Participles in Passive – Sıfat olarak kullanılan edilgen fiilimsiler

Past participle sıfat cümleciklerinde özne görevindeki who, which ve that ile kurulan edilgen (passive) yapıların kısaltması için kullanılır.

  • Modern law exists only to curtail certain actions which are deemed illegal for the common good.
    • Modern law exists only to curtail certain actions deemed illegal for the common good.
    • (Modern hukuk, sadece kamu yararı için yasadışı kabul edilen bazı eylemleri kısıtlamak için vardır.)

2.2 Adverbial Participles in Passive – Zarf olarak kullanılan edilgen fiilimsiler

Past participle edilgen (passive) yapi içeren belirli zarf cümleciklerinin kısaltılmasında özellikle yazı dilinde sıklıkla kullanılır. Çoğu kez yapılar arasındaki ilişkiyi belirleyen zarf bağlacı cümlede yer alırken, anlam karışıklığı olmayacak yapılarda cümleden çıkarılabilir. Because/as/since ile kurulan neden sonuç yapılarında bu bağlaçlar cümleden çıkarılması gerekmektedir.

Time – Zaman ilişkisi 

  • He remained there until November, when he was charged in an existing Miami case.
    • Charged in an existing Miami case, he remained there until November.
    • (Miami davasında suçlandığı süreçte, Kasım ayına kadar orada kaldı.)

Contrast – Zıtlık ilişkisi

  • Although that argument was dismissed, it may well form the basis for an appeal. 
    • Although dismissed, that argument may well form the basis for an appeal.
    • (Her ne kadar bu iddia reddedilmiş olsa da, temyiz için temel oluşturabilir.)

Reason – Sebep sonuç ilişkisi

  • Many of the cuts will take effect in July because they require advance notice.
    •  Required advance notice, many of the cuts will take effect in July.
    • (Kesintilerin çoğu Temmuz ayında yürürlüğe girecek, çünkü önceden bildirim gerektiriyorlar.)

Condition –  şart ilişkisi

  • Clearly, if it becomes law, this legislation would undermine privacy in general.
    • Clearly, became law, this legislation would undermine privacy in general.
    • (Açıkçası, yasa haline gelirse, bu mevzuat genel olarak gizliliği zedeleyecektir.)
  • Law must be followed unless it’s ruled unconstitutional. 
    • Unless ruled unconstitutional, law must be followed.
    • (Anayasaya aykırı olmadığı sürece yasalara uyulmalıdır.)

3.Perfect Participle >> Having+ V+ed / Having been+V+ed

Perfect participle, daha önce biten eylemden fiilimsi türetmek için kullanılır.

  • She has worked as a lawyer in the US for 25 years she speaks impeccable English. 
    • Having worked as a lawyer in the US for 25 years she speaks impeccable English. 
    • (25 yıldır ABD’de avukat olarak çalıştı ve kusursuz İngilizce konuşuyor.)
  • After Robespierre had completed his law studies, he was admitted to the Arras bar. 
    • After having completed his law studies, Robespierre was admitted to the Arras bar. 
    • (Hukuk eğitimini tamamladıktan sonra Robespierre, Arras Barosuna kabul edildi.)

4. Reduction of Participles

Relative clauselar, normal halinde yazılı dilde yaygındır, ancak zamanla İngilizcenin genelinde uzun zamandır gerçekleşen her şeyi daha kısa sözcükle daha kısa zamanda anlatma çabası, bu konuya da etki etmiştir.

İsim cümlelerindeki relative clause kısaltmalarında, who, which ve that ile birlikte yardımcı eylemleri de atarak anlamdan hiçbir şey kaybetmeden relative clause yapısını kısaltabiliriz. Böylece aynı anlamı daha az karakterle anlatmış ve zaman ve yerden tasarruf etmiş oluyoruz.

Bu yazımızda yer alan tüm örnekler ayni zamanda birer reduction örneğidir.

5.Dangling Participles

Dilbilgisinde, dangling participle (sarkık fiilimsi), bir cümlede yanlış ismi niteleyen bir sıfattır. Tüm participle özne konumundaki isim veya isim öbeğini nitelemelidir. Eger cümledeki özne ile participle arasinda anlamsal bir uyum yoksa o fiilimsi dangling participle olur. YDS, IELTS ve benzeri sınavlarda çoğunlukla karsimiza cikar ve soruyu çözmemize yardımcı olur.

  • Having been convicted of a felony, New York Bar disbarred him from the practice of law.
    • Mahkum olan özne ile mahkumu barodan ihraç eden özne farklı olduğu için uyumsuzluk bulunuyor, bu sebeple burada yer alan participle bir dangling participle niteliğindedir.

logo.jpg

FAYDALI OLMASI DİLEKLERİMİZLE

KATKI, GÖRÜŞ, ELEŞTİRİ VE SORULARINIZI BİZE YORUM OLARAK YAZABİLİRSİNİZ.

Sayfa Başına Dön
Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.