“Delil” kavramına ilişkin Hukuk İngilizcesinde yer alan 196 terim – 196 Terms in Legal English with reference to “Proof”

Bu yazımızda sizler için hukukta önemli bir kavram olan “Delil” sözcüğüne ilişkin kelime ve söz öbeklerinin İngilizce karşılıklarını ufak bir liste olarak derledik.

Ctrl+F tuş ikilisini kullanarak merak ettiğiniz kelimenin karşılığını aşağıdaki ufak sözlüğümüzde bulacaksınız.

Keyifli okumalar dileriz.

Understanding the Hearsay Evidence Rule | Legal humor, Lawyer jokes, Lawyer humor — **İtiraz ediyorum sayın yargıç, kulaktan dolma kanıt!**

Türkçe	İngilizce
delil olmak	testify f.
delil göstermek	adduce f.
delil niteliği taşımak	have evidential value f.
delil olarak göstermek	cite as evidence f.
delil göstermek	aver f.
delil sayılmak	be regarded as evidence f.
delil olarak zikretmek	cite as evidence f.
delil göstermek	product an evidence f.
delil niteliğinde olmak	have evidential value f.
delil ikame etmek	present an evidence f.
delil sayılmak	be considered evidence f.
delil toplamak	collect evidence f.
delil bırakmak	leave trace evidence f.
delil yetersizliğinden görevsizlik kararı vermek	declare mistrial f.
delil toplamak	gather evidence f.
delil sunmak	product an evidence f.
delil sunmak	offer a proof f.
delil göstermek	furnish proof f.
delil göstermek	furnish f.
hiçbir delil bırakmamak	leave no trace of evidence f.
delil gösteren şahıs	adducer i.
yardımcı delil	adminicle i.
teyit edici delil	adminicle i.
delil yetersizliği	nonevidence i.
adli delil	forensic evidence i.
ahlaki delil	moral evidence i.
aksi delil	counterproof i.
aksi kanıtlanmadıkça doğru sayılan delil	prima facie evidence i.
asıl delil	primary evidence i.
belge dışı delil	evidence aliunde i.
belgelere dayanan delil	documentary evidence i.
başkalarından işitilerek öne sürülen delil	hearsay evidence i.
bir yere (gizlice) koyulmuş delil/kanit	planted evidence i.
birinci dereceden delil	best evidence i.
delil zinciri	chain of custody i.
delil yetersizliğinden şartsız tahliye	unconditional release on lack of evidence i.
delil yetersizliği	lack of evidence i.
delil karartma	spoliation of evidence i.
delil ikamesinde gecikme	delay in the introduction of evidence i.
delil tespit davası	declaratory lawsuit i.
delil ibrazı	production of evidence i.
delil başlangıcı	prima facie evidence i.
delil bütünlüğü	evidence integrity i.
delil karinesi	presumptive evidence i.
delil sunma	disclosure of evidence i.
delil olmaması	absence of evidence i.
delil bulunmamas	absence of evidence i.
delil gösterme	call evidence i.
delil güvenlik zinciri	chain of custody i.
delil yetersizliği	failure of evidence i.
dava öncesinde delil inceleme protokolü	pre-action protocol i.
delil odası	evidence room i.
delil sunma	submission of evidence i.
delil gösterme hakkı	right to call evidence i.
delil karartma	anti-forensics i.
delil tespiti talebi	bill to perpetuate testimony i.
delil tesbiti	determination of evidence i.
delil ikamesi	giving of evidence i.
delil sunumu	submission of evidence i.
delil sözleşmesi	evidential contract i.
delil yetersizliğinden görevsizlik kararı	mistrial i.
delil tespiti	recording of evidence i.
delil karartma	anti-computer forensics i.
delil gösterme	averment i.
delil güvenlik zinciri	chain of evidence i.
delil serbestisi ilkesi	principle of circumstantial evidence i.
delil yok etmeye çalışma	trying to remove evidence i.
delil karartma	counter forensics i.
delil zinciri	chain of evidence i.
doğrudan delil	direct evidence i.
dolaylı delil	indirect evidence i.
dolaylı delil	circumstantial evidence i.
dolaylı delil	secondary evidence i.
dolaylı delil	hearsay evidence i.
dolaylı delil	second hand evidence i.
ek delil	corroborating evidence i.
eldeki delil	available evidence i.
esas delil	original evidence i.
en iyi delil	best evidence i.
en geçerli delil	best evidence i.
gerçek delil	real evidence i.
gerçek delil	intrinsic evidence i.
görsel delil (harita/resim)	demonstrative evidence i.
harici delil	extrinsic evidence i.
hiçbir delil bulunmaması durumu	total failure of evidence i.
hasmı delil	counter proof i.
hükmü etkileyen delil	evidence affecting the judgment i.
harici delil	evidence aliunde i.
harici delil	extraneous evidence i.
hukuki delil	legal evidence i.
hasmı delil	counterproof i.
ikinci derece delil	secondary evidence i.
ipucu oluşturan delil	indicative evidence i.
ikna edici delil	compelling evidence i.
ikna edici delil	convincing proof i.
ikinci derecede delil	indirect evidence i.
ikinci derecede delil	circumstantial evidence i.
ilave delil	further evidence i.
ikinci derece delil	circumstantial evidence i.
ikinci derece delil	second hand evidence i.
ikinci derece delil	indirect evidence i.
ilave delil	corroborating evidence i.
delil gösterilebilir	adducible s.
delil olarak kullanılan nesneyle ilgili	testificatory s.
delil niteliğinde	evidentiary s.
delil türünden	argumentative s.
suç yüklemek (birinin elinde delil yokken başkasına)	smear
şüpheye yer bırakmayacak delil	proof beyond reasonable doubt
kati delil	proof beyond reasonable doubt
uydurma delil	fabricated evidence
karineden sayılan delil	prima facie evidence
kabul edilen delil	in evidence
sözleşmenin delil teşkil etmesi	proof of contract
karşı delil	counter evidence
kati delil	proof positive
karşı delil	counterproof
kati delil	conclusive evidence
karşı delil	counter proof
yazılı delil başlangıcı	commencement of written proof
kati delil	final evidence
kesin delil	final evidence
yetersiz delil	insufficient proof
menfi delil	negative confirmation
yazılı delil defteri	voucher register
yanlı delil	voucher support
yazılı delil cetveli	voucher index
yazılı delil indeksi	voucher index
kulaktan dolma delil	hearsay evidence
kanun veya anlaşma hükmüyle önceden belirlenmiş olmayıp olaya göre ikamesi mümkün olan her türlü yasal delil	casual evidence
karşı delil	counterevidence
mukabil delil	counterevidence
yeterli delil	competent evidence
sözlü delil kuralı	parol evidence rule
kifayetli delil	competent evidence
yeter delil	competent evidence
kesin delil	direct evidence
muteber delil	admissible evidence
mahallinden alınan delil	evidence taken on the spot
yaklaşık delil	presumptive evidence
karine gücündeki delil	presumptive evidence
sözlü delil	oral evidence
manevi delil	moral evidence
kesin delil	proof positive
maddi delil	real evidence
yeterli delil	adequate evidence
uygun delil	proper evidence
orijinal delil	original evidence
olumlu delil	positive evidence
müspet delil	positive evidence
yazılı delil	documentary evidence
tıbbi delil	medical evidence
karşılıklı delil	rebuttal
mahkemenin vereceği nihai karara etki eden delil	material evidence
kesin delil	material evidence
türemiş delil	derivative evidence
karşılıklı delil	rebutter
mukabil delil	rebuttal
mukabil delil	rebutter
kati delil	material evidence
maddi delil	material evidence
kulaktan dolma delil	indirect evidence
müspet delil	conclusive evidence
tanıklığa dayanan delil	testimonial evidence
kesin delil	conclusive evidence
menfi delil	negative evidence
karar sonrası bulunan delil	newly discovered evidence
kanuni delil sistemi	statutory evidence system
somut delil	solid evidence
şifahi delil	parole evidence
somut delil	concrete evidence
objektif delil	objective evidence
tarafsız delil	objective evidence
nesnel delil	objective evidence
mevcut delil	available evidence
mahkum edici delil	damning evidence
yasal delil	legal evidence
somut/kesin delil	smoking gun
somut/kesin delil	hard evidence
karakter yapısı delil gösterilerek sunulan kanıt	character evidence
karakter delil	character evidence
sahte delil	fake evidence
yasal olmayan yollarla toplanmış delil	fruit of the poisonous tree
kanunsuz elde edilmiş delil	fruit of a poisonous tree
münhasır delil	exclusive evidence
sahte delil	fabricate evidence
uydurma delil	fabricate evidence
uydurma delil	false evidence
uydurma delil	forge evidence
sahte delil	forge evidence
sahte delil	taint evidence
sahte delil	false evidence
uydurma delil	taint evidence
suçsuzluğu ispat eden delil	exonerating evidence
somut delil	concrete evidence
mahkemeden bir delilin, delil sayılmaması veya deliller arasından çıkarılması talebi	motion in limine
tersi ispatlanmadıkça geçerli olan delil	prima facie evidence